II. KAZANIM
Osmanlı Devleti’nde merkezi otoriteyi güçlendirmeye yönelik düzenlemeleri analiz eder.
a) “Devletin toprakları padişahındır.” anlayışı, Fatih Kanunnâmesi ile devletin bekası için padişaha kendi öz kardeşlerini bile öldürme izninin verilmesi, padişahın Divân-ı Hümâyunun başkanlığını vezir-i âzama devretmesi, haremden evlenme usulünün ve müsadere sisteminin getirilmesi konularına değinilir.
b) Osmanlı nasihatnâme ve siyasetnâme geleneğine ait örneklerden hareketle devlet idarecisinin sahip olması gereken vasıflara değinilir. c) Başlangıçtan on yedinci yüzyıla kadar şehzadelerin yetiştirilme usulü ve bunun Osmanlı yönetimine etkisi vurgulanır.
BECERİ
Tarihsel Kavrama ve Tarihsel Analiz
KANIT 1
‘‘… Şehzadeler babaları tarafından kendilerine tutulan hocalardan eğitimlerini alırlardı. Bu dersler şehzade 13 yaşına gelinceye kadar devam ederdi. Bu eğitimler arasında Türkçe, Farsça ve Arapça okuma yazma, İslam bilgileri, askerlik, yönetim usulleri ve hukuku ve son olarak herhangi bir sanat ile ilgili dersler yer alırdı. Sünnet olma zamanı gelen şehzadenin sünnetinin ardından sancağa çıkarılırdı.’’
Solakzade, M. Hemdemi, Solakzade Tarihi, Haz. Vahid Çubuk, Kültür Bakanlığı Yay, C. II, Ankara, 1989, s. 339.
1- Kanıt 1’e göre şehzadeler aldıkları eğitim arasında ne gibi dersler vardır?
2- Kanıt 1’e göre şehzadeler kaç yaşına kadar eğitim alırlardı?
3- Kanıt 1’e göre şehzadeler ne zaman sancağa çıkarılırdı?
KANIT 2
‘‘Şehzadeler tayin edildikleri sancaklarda idari yetkilere sahipti. Maiyetlerinde merkezdeki divan teşkilatına benzer bir yapılanma gösteren çeşitli görevliler bulunuyordu. Şehzadeye bağlı çalışanların sayısı XVI. yüzyılda 2000 kişiye kadar yükselmiş olup bu kişilerin tayin ve azilleri şehzadenin kendisi tarafından yapılıyordu. Tımar ve maaş tevcih edebildiği gibi mevcut tımar ve maaşlara terakki yapabiliyordu. Öte yandan ceza verme veya affetme yetkileri de vardı. Aynı zamanda bulundukları sancağın ekonomik, imar ve sosyal faaliyetlerinden sorumluydu. Bu faaliyetlerini merkeze bildirme ve onay alma zorunluluğunu vardı.’’
Solakzade, a.g.e, s. 344 vd. sayfalardan özetlenerek kanıt halinde sunulmuştur.
1- Kanıt 2’ye göre sancaklara tayin edilen şehzadelerin görevleri nelerdir?
2- Kanıt 2’ye göre şehzadelerin yerel faaliyetlerini merkeze bildirmesinin sebebi ne olabilir?
3- Kanıt 2’ye göre şehzadelerin idari bünyelerinde kaç kişi çalışmaktadır?
KANIT 3
‘‘İstanbul’un fethinden sonra ise, Fatih Sultan Mehmed ülkenin bölünmezliği ilkesini sistemleştirdi ve bir kanun maddesi haline getirdi: “Her kimseye evlâdımdan saltanat müyesser ola, kardeşlerini nizâm-ı âlem içün katl etmek münâsibdir. Ekser ulemâ dahi tecviz etmiştir. Ânınla amil olalar”. Fatih Sultan Mehmed böylece ata ve dedesinin pratikte uygulaya geldiği bir usûlü böylece kanun olarak yerleştirdi, hanedanı rahatlattı ve sistemi kalıcı kıldı. Fatih’ten sonra tahta çıkanlar daha rahat hareket etme imkanını buldular.’’
Fatih Sultan Mehmed Kanunnamesi, Neşr. Abdülkadir Özcan, İ.Ü.E.F TD, Sayı 33, İstanbul, 1982, s. 46.
1- Kanıt 3’e göre Fatih ülkenin bölünmezliği ilkesini ne zaman sistemleştirmiştir?
2- Kanıt 3’e göre çıkarılan bu kanunun ülkeye nasıl bir katkısı olmuştur?
3- Kanıt 3’e göre bu kanun merkezi otoriteye nasıl bir katkısağlamıştır?
KANIT 4
‘‘I. Ahmed döneminden itibaren kardeş katline son verilip ekber ve erşed sistemine geçilerek tahta hanedanın en yaşlı şehzadesi geçmekteydi. Padişah olamayan ve kafeste büyüyen şehzadeler, tahtta oturan kardeşlerinin ölümünün ardından padişah olduklarında yapacakları icraata dair konuları ancak teorik olarak öğrenmekteydiler. Temel dini bilgileri, yönetim ilkelerini ve ülke gerçeklerine dair birtakım şeyleri öğrenseler de bu, iyi bir padişahta bulunması gereken bilgi ve beceri birikimi için yeterli olmamaktaydı. Bazıları can sıkıntısından ve vakit geçirme gayesiyle mücevhercilik, kuyumculuk, tornacılık gibi sanatları öğrenirler; ok üzerine nakışlar yaparlar, yazı yazarlar ve Kur’an-ı Kerim istinsah ederlerdi…’’
Uzunçarşılı, a.g.e, s. 115
1- Kanıt 4’e göre kardeş katline hangi dönemde son verilmiştir?
2- Kanıt 4’e göre kafeste bulunan şehzadelerin yaşamıyla ilgili neler söyleyebilirsiniz?
3- Kanıt 4’e göre ekber ve erşed sistemi nedir?
KANIT 5
‘‘II. Mehmed’in çağdaşı ve bilgini Tursun Bey kaleme aldığı eserinde hükümdar ile ilgili ileri sürdüğü fikirlerde yukarıda verilen görüşleri destekler niteliktedir. O’na göre her devirde bir hükümdara ihtiyaç vardır. Bu ihtiyacı karşılayan hükümdar ulu bir kişidir. Bu ulu kişiye gerektiği gibi itaat edilmelidir. Hükümdarın ululuğu, yaratılmışların en şereflisi olan insanın hallerini düzene koymasından kaynaklanmaktadır. Bu durumda kendi işlerini düzene koyan, malını mülkünü, dinini, ırzını ve canını koruyan kişiye de insanoğlunun şükretmesi ve itaat etmesi gerekmektedir. Tursun Bey bununla hükümdara ilahî bir misyon yükler ve diğer insanlardan üstün kılındıklarını vurgular. Sıralanan bu üstün vasıflar hükümdarı diğer insanlardan ayrı kılmaktadır.’’
Tursun Bey, Tarih-i Ebu’l-Feth, Hz. Mertol Tolum, 1974, s. 10
1- Kanıt 5’e göre Tursun Bey’in ideal hükümdar vurgusunda hangi özellikler yer alır?
2- Kanıt 5’e göre hükümdarı diğer insanlardan ayrı kılan vasıflar nelerdir?
KANIT 6
‘‘XVIII. yüzyılda yaşamış Defterdar Sarı Mehmed Paşa da nasihatnâme niteliğindeki eserinde, Tursun Bey gibi hükümdarın yerine getirmesi gerekli görevini, Müslüman olmayanların hallerini iyileştirmek, Müslümanların işlerini düzene koymak, kutsal ve güzel emirleri yerine getirmek olarak belirtirken Padişâh-ı ruy-ı zemin zillullah-i fi’l-arz anlayışına vurgu yapar.’’
Defterdar Sarı Mehmet Paşa, Nesayih’ül Vüzera Ve’l-Ümera, Kültür Bakanlığı Yay, Ankara, 1992, s. 80 vd.
1- Kanıt 6’ya göre Defterdar Sarı Mehmed Paşa’ya göre ideal hükümdarın görevleri nelerdir?
2- Kanıt 6’ya göre Padişâh-ı ruy-ı zemin zillullah-i fi’l-arz anlayışı ne anlama gelir?