İslâm dünyasında Emevîler’in yerine Abbâsîler’in yönetimi ele geçirmesiyle idarî, askerî, siyasî ve ilmî sahalarda çok büyük değişiklikler olmuş, Abbâsîler’in iktidara geldikleri 750 yılı, İslâm tarihinin en önemli dönüm noktalarından birini teşkil etmiştir. Abbâsîler’in iktidara gelmesi, Emevî idaresinden memnun olmayan grupların lider kadrolarının temsil ettiği ve öncülüğünü yaptığı yoğun bir propaganda ve teşkilâtlanan büyük bir kitlenin faaliyeti neticesinde mümkün olmuştur. Emevî halifelerinin bir asır kadar devam eden idarelerinde benimsedikleri siyasî görüşler ve yaptıkları uygulamalar, geniş bir sahaya yayılmış bulunan İslâm toplumu içinde çeşitli gayri memnun unsurların ortaya çıkmasına ve sonunda Emevî hânedanının yıkılmasına yol açmıştır.
|
Kanıt 1
Türklerin ordudaki sayılarının kısa zamanda çoğalması ve nüfuzlarının artması, onlara farklı muamele yapılması ordu içinde bulunan diğer unsurlar yanında umumî bir hoşnutsuzluğun meydana gelmesine sebep olmuştur. Türklerden meydana gelen süvari birlikleri Bağdat’ı adeta bir talimgâh sahası haline getirmişlerdi. Bundan dolayı Halîfe’ye oldukça sert ve acıklı müracaatlar yapılmaktaydı. Mu’tasım bu durumda halkın isyanından ve muhafız birlikleri ile aralarında kanlı çatışmalar başlamasından korkuyordu. Bu nedenle daha halîfeliğinin ikinci yılında muhafız birlikleri ile beraber hilâfet merkezini nakledebilecek bir yer aramaya başladı; 220/835 yılında Sâmarrâ’nın yeri tespit edilerek merkezin oraya nakline karar verildi.
Ya’kûbî, Buldân, 29; H. D. Yıldız, Mu’tasım, 29.
Kanıt Sorgulama
1) Kanıt 1’deki bigiler ışığında Samarra şehrinin kuruluş amacını açıklayınız.
Kanıt 2
İslâm coğrafyacılarından İbn Havkal (ö. 367/977) zaman bildirmemekle beraber Abbâsî halîfelerinin Türkleri askerî birlikleri arasına aldıklarını şöyle belirtmektedir:
“Abbâsî halîfeleri muhafız birlikleri meydana getirmek için Maverâünnehir bölgesinden Türk askerleri getirttiler. Bunlar ordunun diğer gruplarından üstün idiler. Onlara kumandan olarak geldikleri bölgelerin asilzadeleri tayin ediliyordu. Türklerin askerî hayatta istidatleri, itaatta kusur etmemeleri ve güçlü olmaları, onların halîfelerin muhafız birliklerini meydana getirmede esas sebebi teşkil ediyordu”.
Kitâbu Sûreti’-arz, Leiden 1967, 468. ibn Havkal
Kanıt Sorgulama
1) Kanıt 2’deki bilgilere göre Türklerin halifeler tarafından Abbasi ordusuna alınma sebepleri nelerdir?
Kanıt 3
“Bilhassa Halîfe Me’mûn (198-218/813-833) Türkleri ordu safları arasına almak için gayret etmiş ve kardeşi Mu’tasım’ı bu hususta görevlendirmişti. Me’mûn’un Horasan’dan Bağdat’a dönmesini müteakip kısa zamanda hilâfet ordusunda Türklerden bir nüve teşekkül etmişti. Onun zamanında ortaya çıkan bazı isyanların bastırılmasına Türk kumandanların memur edilmesi bu hususu açıkça ortaya koymaktadır. Me’mûn kardeşi Emîn ile yaptığı mücadelede Arapların Emîn’i desteklediklerini görmüş, Farslara da güvenememişti. Çünkü kendi dönemindeki Benî Sehl’in nüfuzunu ve daha önce Ebû Müslim ile Bermekîlerin nüfuzunu ve otoriteyi ele geçirmek istediklerini, bu sebeple Halîfe Mansur ve Hârûn Reşid zamanında bertaraf edildiklerini biliyordu.”
Ya’kûbî, Buldân, 29; Makdisî, Mutahhar b. Tahir, el-Bed’ ve’t-târîh, nşr. Clement Huart, I-VI, Paris 1907, VI, 112. H. D. Yıldız, İslâmiyet, 67 vd.
Kanıt Sorgulama
1) Kanıt 3’deki bilgilerden hareketle Türkler hangi dönemde Abbasi ordusuna alınmaya başlamıştır?
2) Kanıt 2 ve 3’deki bilgiler doğrultusunda Türklerin Abbasi ordusundaki yeri ve önemini açıklayınız.
Yoruma kapalı