9. Sınıf V. Ünite V. Ders
0 comments
Kanıt 1
İlk defa kimin tarafından ve ne zaman kurulduğu tartışma konusudur. Kaynakların çoğunda Abbasi halifelerinden Me’mun tarafından 830’da Bağdat ta kurulduğu zikrediliyorsa da bunun düşünce ve teşebbüs olarak Mansur dönemine (754-775) kadar uzandığı anlaşılmaktadır. İslam coğrafyasının genişlemesiyle Müslümanların Helenistik, İran, Hint ve diğer kültürlerle temasları sonucu bunlara karşı kendilerinde geniş bir ilgi ve merak uyanmıştı. Ayrıca bu farklı kültürler arasında ortaya çıkan birtakım sürtüşme ve tartışmalarda Müslümanlar kendi inanç ve düşüncelerini tutarlı bir şekilde savunmak ve İslam’ın üstünlüğünü göstermek için bu kültürleri çok iyi tanımak zorundaydılar. Bu gibi sebeplerden ötürü antik dünyanın bilinen ilmi ve felsefi eserlerini Arapça’ya çevirmek ihtiyacı doğdu.
…Beytülhikme’yi daha da geliştirerek Ortaçağ’ın adeta bir ilimler akademisi hüviyetine kavuşturan Halife Me’mun olmuştur.
…ilk dönemlerde bir tercüme bürosu ve bir kütüphane olarak kurulan Beytülhikme giderek fiziki ve fonksiyonel açıdan gelişip genişlemiş, özellikle pozitif ilimlerin araştırıldığı bir merkez ve bir eğitim kurumu haline gelmiştir. 500 yıldan fazla İslam ilim dünyasına kaynak teşkil eden bu merkez 1258’de Hülagü tarafından yakılıp yıkılmıştır.
BEYTÜLHİKME, Mahmut Kaya, TDV İslam Ansiklopedisi
Kanıt Sorgulama
1) Kanıt 1’den hareketle Beytü’l Hikmenin işlevi nedir? Bilimsel gelişmelerde bir teşvik var mıdır? Varsa sizce sebebi nedir?
Kanıt 2
İslâm Medeniyeti’nde kurulan ilk müessese yani ilk kurum, mescid yani camidir. Mescid/cami, İslâm’ın tebliğiyle birlikte ortaya çıkmıştır.
SÎDÎ UKBE CAMİİ (Kayrevan Camii) Tunus’un Kayrevan şehrinde 670-862 yılları arasında inşa edilen cami
Mescidlerde öğretim, hocanın çevresinde halka (ders halkası) teşkil edilerek yapılırdı. Her halkayı bir sınıf gibi düşünmemiz mümkündür. Çünkü o kendi içinde bir bütünlük arz etmektedir. Bununla birlikte mescidlerde muhtelif ilimlerin farklı seviyelerde tedris edildiği farklı sayılarda ilim halkaları bulunabilir, öğrenciler bunlardan kendilerine uygun olanlarını seçer ve devam ederlerdi.
Cami halkalarında öğrencilerin ellerinde devamlı müracaat ettikleri birer el kitabı bulunabilirdi. Bu kitaplar içinde Kuzey Afrika’da en çok kullanılmış olanlar arasında Hadis’te İmam Mâlik’in Muvatta’ı, Buharî’nin Sahih’i; Akâid’de Lakânî’nin Cevheretü’tTevhîd ve Sunusî’nin Akîde’si; Gramer’de İbn Mâlik’in Elfiye’si; Hukuk’ta Halil’in Muhtasar’ı ve İbn Ebi Zeyd’in Risâle’si; Edebiyat’ta Müberred’in Kâmil’i; Tıp’da Razî’nin Havî ve İbn Sinâ’nın Kanûn’unu hatırlamak mümkündür.
Nesimi Yazıcı, Bir Eğitim-Öğretim Kurumu Olarak Cami
Kanıt Sorgulama
1) Kanıt 2’den harekete camilerin İslam medeniyetinde ibadet dışındaki işlevleri hakkında neler söyleyebilirsiniz. Bu işlevlerden hareketle dini ve ilmi anlamda camilerde eğitim alan öğrencilerin yerinde siz olsaydınız sizde nasıl bir etki oluştururdu? Neden?
Kanıt 3
Kanıt Sorgulama
1) Kanıt 3’deki görseli inceleyiniz. Neler görmektesiniz?
2) Halife tarafından dünya haritası çizilmesi hakkında neler söyleyebilirsiniz? Kanıt 1 ve 3’den hareketle bilimsel gelişmelerin ilerlemesinde halife nasıl bir rol oynamış olabilir değerlendirin.
3) Kanıt 1 ve 3’den hareketle o dönem neden dünya haritası çizilmiş olabilir tartışınız.
İlimlerin Sınıflandırılması
Kanıt 4 İbn Haldun, nakli ilimlerle neyin kastedildiğini, Mukaddime adlı eserinde şu şekilde açıklamaktadır: “Bu ilimlerin her biri Peygamberden nakil ve rivayet edilen haberlere dayanır, bu ilimlerin esas ve usulleri öğrenilirken akla dayanılmaz, ancak meselelerini dal ve budaklarını asıllara bağlamak hususunda aklın yardımına başvurulur. Çünkü Peygamberler, dini hükümleri müminlerine bildirdikten sonra arkası arkasına pek çok hadiseler cereyan etti, genel olan asıl ve nakiller, konuluş amaçları itibariyle, bu hadiselere şamil değildir. Asıl ve metnin açık ibaresi her hadiseyi içine almaz. Bundan dolayı, ardı sıra cereyan eden hadiselerle ilgili olan hükümler için, Hz. Peygamberden nakil ve rivayet edilen haberlere (ayet ve hadis) başvurulur. Bu hadiseler, ayet ve hadislerdeki hüküm ve kaidelerle mukayese edilerek kıyas yoluyla halledilir. Bu naklî olan ilimlerin her birinin temeli ve dayanağı Kur’an ayetlerinden ve Tanrı Elçisi’in hadis ve Sünnetlerinden ibaret olan Şer’i delillerdir. .. Tanrının kitabını ve Elçisinin hadislerini anlatmak ve açıklamak üzere oluşturulmuş ilimler dahi şerî ilimlerden sayılır. ( İbn Haldun, 1986, 2, 455-56) Şer’î ilimlerle, “matematik gibi akıl ile, tababet gibi tecrübe ile, dil gibi işitmekle bilinmeyip ancak Peygamber’den öğrenilen ilimler kastedilmektedir.”
|
Kanıt Sorgulama 1) Kanıt 4’den hareketle ilimlerin sınıflandırılması nasıl yapılmıştır? 2) Sınıflandırılan ilimler İslam devletlerinde uygulanabilmiş midir? |