a) Sosyal ve Ekonomik Yaşam
Sümerliler yaşadıkları coğrafyada ziraat yapabilmek için nehirlerin taşmasını beklemeden onlardan istifade edebilmekteydi. Sümerliler büyük nehirlerle, küçük nehirleri kanallarla bağlamışlardır. Kanalları da su yolları ile birleştirmişlerdir. Bu suretle büyük ağ halindeki kanallar sayesinde arazinin sulanma imkanı elde edilmiştir. Kanalların üç önemli özelliği vardı. Suların bölünmesine, taşmasını önlemeye ve ticari ilişkiler kurmaya yarıyordu. Bu üç önemli özellik sayesinde Sümerliler de geniş bir ziraat hayatı yaratmıştır. Topraklar mabede veya saraya ait olduğundan, halk onu ya kirayla tutar veya orada amele olarak çalışırdı.
Muazzez İlmiye Çığ, Orta Doğu Uygarlıkları Mirası
Çiftçi eski günlerden birinde oğluna şu talimatı veriyor:
Eğer sen tarlanın ekilmesi hakkında birşey istiyorsan sulama işine başlarken dikkat et, tarlada su çok yukarı çıkmasın. Suyunu boşaltmak istersen yaş toprağı akşama kadar bırak, ona öküzü bastırtma, oraya iskan edilmiş bir yer gibi itina et, kimseye ayak bastırma. Onu her bir yarım kilonun üçte ikisinden ağır olmayan dar, on balta ile temizlemeli, yabani otları elle koparmalı, toplamalı, bağlamalı, onların oyukları aletle altüst edilmeli ve kaplanmalıdır. Tarlanın dört bir tarafı parmaklıkla çevrilmeli, tarla yaz güneşinde kuruyacağından eşit parçalara bölünmeli, aletlerimiz çalışmalıdır. Boyunduruk sağlam yapılmalı, yeni kamçımız çiviyle çakılmalıdır. Eskimiş kamçılar, işçi çocuklara tamir ettirilmelidir.
Muazzez İlmiye Çığ, Orta Doğu Uygarlıkları Mirası
Herodot’un Anlatımıyla
Assur Asur’a düşen yağmur miktarı çok azdır ve ancak tohumu çatlatıp kök vermesine yetecek kadar rutubet sağlamaktadır. Bundan ötürü ekinlerin büyümesi ve olgunlaşması için sulamaya ihtiyaç vardır. Mısır’da olduğu gibi, nehir, doğal olarak her yıl taşıp etrafı sulamaz. İşçiler el tulumbalarıyla kanallara su verirler. Mısır gibi tüm ülke bentlerle örülmüştür. Bunların en genişi ancak kayıkla geçilebilir ve Fırat’ın güneydoğu bölgesi yönünde Dicle ile birleşene kadar uzanır. Ninive şehri Dicle’nin kıyısında kurulmuştur. Asur dünyanın en zengin tahıl yetiştiren ülkesidir. Burada incir, üzüm, zeytin veya diğer meyveleri yetiştirmek için çaba göstermeye gerek yoktur. Buğday tarlalarının verimi o kadar fazladır ki, normal olarak bire iki yüz ürün alırlar. Bolluk yıllarında ise bu bire üç yüze çıkar. Buğday ve arpanın yaprakları yaklaşık olarak yedi buçuk santim genişliğindedir.
Herodotos, Tarih
Assur Kralının İfadeleriyle Yeni Assur (İmparatorluk) Dönemi
Assurun (şehirlerini ve evlerini) yoksulluk, açlık ve kıtlık karşısında terk etmiş ve başka topraklara gitmiş yorgun halkını geri getirdim. Onları uygun olan şehirlere ve evlere yerleştirdim ve barış içinde yaşadılar. Kendi arazilerimin çeşitli kesimlerinde saraylar inşa ettim. Arazilerimin çeşitli kesimlerine sabanla sürdüm dolayısıyla öncekinden çok daha fazla tahıl elde ettim. Assur orduları için çok sayıda at koştum.
Amelie Kuhrt, Eski Çağ’da Yakındoğu

Fotoğraf
Bel-harran-beli-asur, Tanrı sembolleri önünde dua etmekte. Kendisi Assur’da bir saray memuruydu. Yazıtta şöyle der: …ıssız bir yerde bir şehir kurdurdum. Bir tapınak yaptırdım ve bir kutsal mekân koydurttum. Bir taş yazdırdım, üzerinde yüce tanrıların suretleri biçimlendirilmiş, diktirdim onu tanrının evine; adaklar yapılsın, tütsüler yakılsın buyurdum. (Bu) kenti özgür kıldım (ki) ondan tahıl vergisi alınmaya… suyunu kimse başka kanallara akıtmaya… artan sığırını, davarını kimse gaspetmeye; içinde yaşayan insanlara kimse derebeylik haracı ya da angarya yüklemeye; kimse onların üstüne başka adam göndermeye, kimse onlara askerlik (görevi) yüklemeye…
İstanbul Arkeoloji Müzeleri
1-) Assur’daki doğal şartlar tarımsal faaliyetlerde hangi gelişmeleri doğurmuştur?
2-)Ninive şehrinin Dicle kıyısında kurulmasının nedeni sizce ne olabilir?
3-) Yeni Assur döneminde toplumsal hayatta ne gibi değişimler yaşanmıştır?
4-) Yazıttaki saray memurunun ifadelerinden yola çıkarak Assur’da nasıl bir devlet anlayışının olduğu söylenebilir? Niçin?