Kanıt 1: Kuvayı Milliye’den Düzenli Orduya Geçiş
Kuvayı Milliye ile işgal güçlerine karşı bölgesel direnişler, Anadolu’da baş gösteren isyanların bastırılması genellikle başarılı sonuçlar vermiştir. Ancak, bu kuvvetler bir yandan ikmallerindeki aksaklıklarının giderilmesi, diğer yandan emir komuta ilişkilerinde yaşanan sorunlar nedeniyle bazen amaçlarının dışına çıkmışlardır. Bazı bölgelerde, özellikle Batı Anadolu’da halk için büyük bir yük teşkil etmişlerdir… Mustafa Kemal Paşa ve İsmet Paşaların Ankara’da buluşmasında Kuvayı Milliye konusu ele alınmıştır… Düzenli orduya geçiş için İsmet Paşa’nın tasarladığı plan şu şekildedir:
“Kuvayı Milliye’nin halk üzerinde bıraktığı olumsuzlukların giderilmesi gerekmektedir. Yeniden askere alımların sağlanabilmesi, eğitilmesi, silah ve cephenin temini, subay kadrosunun yerleştirilmesi, Kuvayı Milliye’nin muntazam idareye kavuşturulması sağlanmalıdır. Başta Kuvayı Milliye olmak üzere tüm ulusal direniş örgütlerinin harcamaları hazineden karşılanmalı, yardım usulü kaldırılmalıdır.”
9 Mayıs 1920’de açıklanan İcra Vekilleri Heyeti programında; iç ve dış politikanın geliştireceği önlemler için Kuvayı Milliye teşkilatı düzenli bir hale getirilerek, resmi bir biçime dönüştürülmek üzere gerekli çalışmalar yapılacaktır.”
T.B.M.M Zabıt Ceridesi, 9.5.1336, 13. İçtima, c.1, s. 241-246; aktaran, Ökte, S. K. Toplum Hareketinin Perde Arkası 1918-1922, Derin Yayınları, İstanbul, 2014, s. 259-261
Kanıt 2: Hızla Düzenli Ordu ve Büyük Süvari Birlikleri Kurma ve Düzensiz Teşkilat Fikir ve Siyasetini Yıkma Kararı
Efendiler, 8 Kasım 1920’de, Fuat Paşa Ankara’ya geldi. Karşılamak için bizzat istasyonda bulunuyordum. Paşa’yı omzunda bir filinta olduğu halde Kuva-yı Milliye kıyafetinde gördüm. Batı Cephesi Komutanı’na bu kıyafeti benimseten düşünce ve zihniyet akımının, bütün Batı Cephesi üzerinde ne kadar etkili olduğunu anlamak için artık tereddüde yer kalmamıştı. Onun için Fuat Paşa’ya, kısa bir görüşmeden sonra, alabileceği yeni görevi söyledim. Memnuniyetle kabul etti. Aynı günün gecesi, İsmet ve Refet Paşaları da davet ederek yeni durumu ve görevlerini kararlaştırdık. Kendilerine verdiğim kesin direktif: “Hızla düzenli ordu ve süvari birlikleri meydana getirmekten” ibaretti. Böylece 1920 yılı Kasımının sekizinci günü, “düzensiz teşkilat fikir ve siyasetini yıkma kararı” faaliyet ve uygulama alanına konulmuş oldu.
Atatürk, M. K. Nutuk, Alfa Yayınları, İstanbul, 2017, s. 363
Kanıt Sorgulama:
Batı Cephesindeki Askeri Başarılar
I. İnönü Savaşı (6-10 Ocak 1920)
Yunanistan’ın saldırısı ile başlayan savaş, Türk ordusunun başarısı ile sonuçlanmıştır. Bu savaşın Türkler tarafından kazanılması üzerine, İtilaf devletleri Sevr Antlaşması’nda değişiklikler yaparak antlaşmanın geçerli olması için Londra Konferansı’nı toplamıştır. TBMM temsilcilerinin de konferansa katılması ile TBMM ilk kez tanınmıştır.
Kanıt 3: I. İnönü Zaferi ile Elde Edilen Başarı
Dağınık hükümetten kurtulmak, düzenli ordu teşekkül edecek mi etmeyecek mi endişelerinden sıyrılmak ve ilerisi için ne olacak gibi şüphe ve tereddütler içinde bulunan bir atmosferden birdenbire sıyrılarak normal bir harbin tertiplerine, sevkine ve manevi kuvvetlerine girmiş olduğumuz bir devredeydik. Ankara’da 23 Nisan 1920’de Büyük Millet Meclisi’nin açılmasından, I. İnönü Muharebesi’nin sonuna kadarki devrede büyük buhranlar geçirmiştik. Herkes Milli Mücadele’nin iç isyanlar yüzünden çöküp batacağını ve Milli Dava’nın esasından sarsılıp temelli kaybolacağını beklerken, şimdi İnönü Muharebesi ile bir netice almak düsüncesi ve şevki ortaya çıkmıştır.
İnönü, İ. Hatıralar, I. Kısım, İstanbul, 1992, s. 243-244
Kanıt 4: I. İnönü Zaferi’nden Bahseden 24 Ocak 1921 Tarihli Bülten (Anadolu Ajansı)
“İstanbul’dan ve iç bölgelerden bize gelen haberlere göre, kahraman Batı ordumuzun Yunanlılara karşı kazandığı zafer, başkentte olduğu kadar, taşrada da, Türk ve Müslüman halk arasında görülmemiş bir sevinç, Hıristiyanlar ve Müttefikler çevresinde ise üzüntü yaratmıştır.
Anadolu Ajansı şunu belirtir ki, Yunan karargâhı yayınladığı gecikmiş bildiri ile, gerçek bir hücumun söz konusu olmadığını, sadece keşif harekâtı yapıldığını öne sürerek, büyük İnönü Savaşında Yunan birliklerinin uğradığı yenilginin önemini azaltmaya çalışmaktadır. Ayrıca kayıplarının ciddi olmadığını iddia etmektedir. Şunu hatırlamalıyız ki, Yunan birlikleri Eskişehir önünde 36 saat çarpışmak zorunda kalmışlar, büyük kayıplara uğramışlar ve kaçmışlardır. Savaş alanında 12 saat daha kalsalardı toptan yok edileceklerdi. Ayrıca belirtmek gerekir ki, milliyetçi ordunun genel kurmayı, önceden hazırlanmış bir plan gereğince, son darbeyi vurmak için düşman birliklerinin Eskişehir önüne kadar ilerlemelerine göz yummuştur. Yunanlıların yenilgisi, İstanbul’a götürmek zorunda kaldıkları çok sayıda yaralıdan bellidir. Bu da Yunan genel kurmayının gecikmiş bildirisinin ne kadar yalan olduğunu ortaya koymaktadır.
Duru, O., Amerikan Gizli Belgeleriyle Türkiye’nin Kurtuluş Yılları, Milliyet Yayınları, İstanbul, 1978, S. 111-112
Kanıt Sorgulama: