
Taban Tepenler
- 0 comments
- Başlık; Romanlarla Tarih Öğretimi
- 3
Hazırlayanlan: Serdar Erdem, Köksal Muç
9.SINIF 2. ÜNİTE: İNSANLIĞIN İLK DÖNEMLERİ
Kazanımlar:
9.2.1. Kanıtlardan yola çıkarak yazının icadından önceki zamanlarda yaşayan insanların hayatı hakkında çıkarımlarda bulunur.
9.2.4. İlk Çağ’da coğrafya ve iklimin, insanların hayat ve geçim tarzları üzerindeki belirleyici etkisini analiz eder.
Beceriler: Tarihsel Kavrama, Tarihsel Empati, Tarihsel Analiz ve Yorum
Göç ve Coğrafya
Göçün anlamı sadece bir yerden başka bir yere gitmek veya yer değiştirmek değildir. Göçün birçok sebebi olabilir. Bu sebeplerden birisi de coğrafyadır. Yaşanılan coğrafyada, kuraklık ve beraberinde getirdiği yiyecek sıkıntısı ile birlikte barınma sorunu yaşanması göçü tetikleyen, itici faktörler arasında yer almaktadır. Göçün içinde yer alan bir de çekici faktörler bulunmaktadır. Çekici faktörler, yerleşmek için aranan coğrafyada gerekli beslenme ve barınma olanaklarının bulunması ile ilgilidir. Göç edilen yerlerin daha çok su kenarları olması bunun göstergelerinden bir tanesidir. Ayrıca zengin besin kaynaklarının yer alıyor olması da göçün çekici faktörleri arasındadır.
Lütfen metni okuyunuz!
Metne göre göçün:
- İtici faktörleri nelerdir?
- Çekici faktörleri nelerdir?
Pasaj 1 “Dehşet günleriydi. Her şey onlara karşıymış gibi görünüyordu. Kıyıda, çayırda, dar korulukta, dikenli çalılıkta, ta dağın eteğine kadar her yerde nafile yere tekrar tekrar iz sürüyor, eve elleri boş dönüyordu avcılar. Bütün imkânlar tükenince ormanın içine diktiler gözlerini; mümkünse ondan uzak duruyorlardı, zira yılanlar ve yırtıcılar yüzünden çok tehlikeliydi. Birbirine sokularak, adım adım yoklayarak ilerlediler; işaretle konuşuyorlar, kulak kabartıyorlardı ama işittikleri bir tek kendi ayak sesleriydi. Bütün yörede hayvanlar ortadan kaybolmuştu; kuşlar, kemirgenler, kertenkeleler; hatta balıklar bile gölden çıkıp vadi boyunca dostça şırıldayan ufak dereye aşağı yüzmüşlerdi. Şimdiye kadar bu yöre tıpkı dostça bir dokunuş gibiydi; şimdi her şey uğursuz bir hale dönüşmüştü. Neler olduğunu bir tek ruhlar bilebilirdi.” s. 8-9 |
Pasaj 1’den hareketle,
- “Dehşet günleri” olarak tasvir edilen durumlar nelerdir?
- Taban Tepenler ormandan neden uzak duruyorlardı?
Pasaj 2 Umutlar tükenmişti. Çevredeki bütün yenilebilir şeyleri toplamışlar, sonunda dişiler çiçek toplamaya başlamışlardı. Hara’ya gösterip tatması için teşvik etmişler, Hara sinirlenmiş, çiçekleri uçuruma saçmıştı. Hiç birisi yenilebilir değildi, çoğu büyük dertlere yol açardı. Öldürebilirdi de.” s. 9 |
Pasaj 2’den hareketle,
- Hara neden sinirlenmiştir?
- Sizce Pasaj 1 ve 2’de anlatılan bu durum, göçün hangi faktörüne örnektir? Neden?
Pasaj 3 “… küçük dere kayaya doğru tertemiz şarıldıyordu. Herkes sanki ilk defa görüyormuş gibi hayran hayran bakıyor; kimse buradan gitmeyi aklından bile geçirmiyordu. … vadide bol miktarda mantar ve tanımadıkları diğer bitkilerden vardı… avcılar bir karaca getirmiş, bunun soyulması ve parçalanması günlerini almıştı…” s.174-175-176 |
Pasaj 3’ten hareketle,
- Vadide hangi besin kaynakları vardır?
- Sizce, anlatılan durum göçün hangi faktörüne örnektir? Neden?
İnanışlar
Pasaj 4 “Ayı’nın kafasının tereğin kıyısına diğerlerinin yanına gömmüşlerdi burnu mağaraya dönüktü. Sadece dilini kesmişlerdi ki, kimin öldürdüğünü atalarına anlatmasın; iki bahar evvel, şimdi Ötekilerin yaşadığı dağda devirdikleri diğerini de öldürdükleri gibi” s.49 |
Pasaj 4’ten hareketle,
- Taban Tepenler Ayı’nın kafasını nereye gömmüşlerdir?
- Taban Tepenler neden Ayı’nın dilini kesmişlerdir?
Pasaj 5 “ Ölüler orada; onları beslemek gerek çünkü bir şeyler verilmezse onlara gücenirler. Önce sadece gücenirler sonra intikam alırlar ve olabilecek her şey sonunda kötü olur. Yağmur ve rüzgâr bela getirir, yöreyi büyük yırtıcılar ve yılanlar istila eder.” s.137 |
Pasaj 5’ten hareketle,
- Taban Tepenler’e göre ölülerin gücendikleri şey nedir?
- Sizce ölülere neden yiyecek sunulmaktadır?
Pasaj 6 “Ruhlar!” diye mırıldandı, “Lütfen kımıldamayın da altınıza almış olduğunuz kötülük serbest kalmasın. Hayvanlar gittiler ve yiyeceğimiz yok. Eğer bir hata yaptıysak isteyerek yapmadık. Ne yapacağımızı bilemiyoruz. Ölülerin bizlerle konuşmasını yasakladınız. Mos sizleri hep büyük bir saygıyla anardı. Sırrı öğretin… lütfen!” s.22 |
Pasaj 6’dan hareketle,
- Taban Tepenler’e göre Ruhlar yerinden kımıldarsa ne olur?
- Taban Tepenler niçin Ruhlar’a yakarmaktadırlar? Onlardan beklentileri nelerdir?
Pasaj 7 “Günler güzel geçiyordu ve buna ihtiyaçları da vardı çünkü geçen günlerdeki olaylar herkesin canına okumuştu. Bu yörenin efendileri deniz ile güneşti. Rüzgâr eskiden herhangi bir yerde olduğundan çok daha fazla etkiliyordu hayatlarını. Büyük bir güçtü, içlerini korku ve saygıyla dolduruyordu. Gerisingeri denize bir balık atmak gelenekleri haline gelmiştir. Kia, koyun sessiz suyunun üzerine birkaç balık pulunu yatırıyor ve akıntının onları alıp götürmesine hayranlıkla izliyordu.” s.181 |
Pasaj 7’den hareketle,
- Taban Tepenler’e göre yörenin efendileri kimlerdi?
- Taban Tepenler’in “içlerini korku ve saygıyla dolduran şey” nedir?
- Taban Tepenler’in gelenek haline getirdikleri şey nedir? Sizce bunu yapmalarının sebebi nedir?
Avlanma

1. Yukarıdaki kanıtlarda hangi hayvanları görmektesiniz? 2. Kanıt 2’deki mağara resminde, tarih öncesinde yaşamış olan insanlar, neyi anlatmaya çalışmışlardır? 3. Sizce, tarih öncesi yaşamış olan insanlar, neden mağaralara resim çizme gereksinimi duymuşlardır? |
Ara Etkinlik
Pasaj 8 “İlk mızrağı Otu fırlattı ama ıskaladı, sonra kalan bütün sarmaşıkları üzerine attı, Hara da aynı şekilde… Oro zorlukla yerden kalktı, Otu’nun mızrağını kaptı ve korkunç bir güçle, sırtı dönük ayıya sapladı. Keskin temren sapına kadar gövdeye saplandı. Geriye döndü ve taşları etrafa savurdu; bir sonraki kocaman taş omzunu bulunca olduğu yerde sallandı. Otu ve Hara neredeyse aynı anda sapladılar mızrakları; Oro ise topuzu pençesine bütün gücüyle indirdi. Ayı böğürerek olduğu yerde döndü, sırtı Hara’ya doğruydu, o da son mızrağı sapladı. San ve Lo terekten aşağıya kaydılar, yukarıda sadece Kia kalmıştı, taşları yuvarlamaya devam ediyor ve avcıları uyarmak için sürekli çığlık atıyordu. Ayı, kıç üstü oturdu ve birden böğürdü. Lo harika bir atışla tam burnunu tutturmuştu. Ayı burnunu avuçladı, doğrulmaya çalıştı; acıdan ve öfkeden çıldırmış bir halde taşları, sarmaşıkları ve avcıları sağa sola savuruyordu ki tam o sırada Kia’nın gönderdiği dehşet büyük bir taş sırtına isabet etti. Bunu nasıl kıpırdattığını düşünemiyorlardı bile. Ayı boylu boyunca uzandı, herkes üstüne koşmuş, kim eline ne geçirdiyse onunla vuruyordu…” s. 46-47 |
- Pasaj 5’te tasvir edilen av sahnesini aşağıdaki fonun üzerine çiziniz.

Barınma
Pasaj 9 “İki girişli mağaraya hayran olmuştu; bu şekilde soğuk daha çok giriyordu ama onlara bir ayı saldırırsa da diğer delikten çıkabilirlerdi. Böyle bir yeri bulmak onlar için büyük şanstı.” s.76 |
- Pasaj 9’a göre Taban Tepenler bu mağaraya neden hayran olmuşlardı?
Pasaj 10 “Elbette ki en büyük tartışma nerede avlanacakları hususunda değildi; daha ziyade mağara hakkındaydı gerçekten de küçüktü ve en iyisi de değildi. Komşu dağ yamacında çok mağara vardı. Arkadaşlarıyla yöreyi bir uçtan bir uca dolanan Ko getiriyordu haberleri. Ancak Mos, başka yere taşınılmasına karşı çıkıyordu. Evet, orada mağaralar var, ama çok yüksekteler ve her gün suyu ve yiyeceği yukarı taşımak gerekecektir.” s. 15-16 |
Pasaj 10’ dan hareketle,
- “En büyük tartışma” neyle ilgilidir?
- Mos’un başka bir yere taşınılmasını karşı çıkmasının sebebi neydi?
Pasaj 11 “Oysaki mağara iyi. Hatta eskisinden daha iyi artık su içeriye akmıyor. Gerçi terek biraz ufaldı ama bu haliyle de, aşağıdaki vadide ve dağın eteğinde neler olduğunu dolaşalım kim olduğunu, niyetinin ne olduğunu, anlamaya yetecek kadar yer var. Böyle iyi bir yeri hiçbir yerde bulamazlar.” s.62 |
- [Pasaj 10 ve 11’e göre] Taban Tepenler’in “iyi mağara” olarak tanımladıkları mağaralar hangi özellikleri taşımaktadır?
- Siz de tarih öncesi bir zamanda bir mağarada yaşadığınızı hayal edin; yaşadığınız bu mağarada hangi özelliklerin olmasını isterdiniz? Taban Tepenler’in yaşadığı mağaraları göz önüne alarak cevaplayınız.
Eşyanın Kıymeti
Pasaj 12 “Nihayet, bir moladan sonra Kia bile kırık tosbağa kabuğunun bıraktı. Aslında uzun zamandır taşımakta zorlanıyordu; niye taşıyorsun ki, nasılsa pek bir yararı olmayacaktı. Yola koyulmadan önce birazcık bekledi, diğer eşyalara uzanınca sessizce inledi; tıpkı insanın bir ölüyle vedalaşması gibiydi; belki gerçekten öyleydi, ama bir ölüyle değil de yaşamlarında şimdiye kadar olan olaylarla vedalaşıyor gibiydi. Tosbağa kabuğunun parçalarını ters çevirdi, üzerine ince ağaç yapraklarından yerleştirdi ve kafileye katıldı” s.111 |
Pasaj 12’ den hareketle,
- “Ölüyle vedalaşması gibiydi” ifadesiyle nitelenen eşya nedir?
- Sizce, sıradan ve basit gibi görünen bu eşya, Kia için neden bu kadar önemliydi?
Pasaj 13 “Mızrağı iki taşın üzerine yatırmışlardı. San sapını döndürürken Otu yarık olan diğer ucun etrafını olabildiğince sıkarak kayışı sarıyordu. Taş temren sıkılanınca suya batırılmışlar, kayış suyu emmiş ve kuruyunca da temreni sımsıkı kavramıştı. Güdükparmaklı çalışmalarını ağzı bir karış açık, merakla izliyor ve daha iyi görebilmek için gittikçe daha yakına sokuluyordu. Şöyle olmuştu; [Güdükparmaklı] kayışın serbest ucunu çekmiş, mızrak Otu’nun elinden kaymış ve kayış saptan çözülmüştü. Bütün işe yeni baştan başlamak gerekti. Otu, Güdükparmaklı’ya kızmış, dişlerini göstermiş, San ise bir kemikle vurmuştu. Güdükparmaklı dişlerini göstermiş, kuyruğu kısarak sıvışmıştı oradan…” s. 23 Temren: Kargı ya da ok gibi batıcı şeylerin ucundaki sivri demir. |
Pasaj 13’ten hareketle,
- San ve Otu’nun yapmaya çalıştıkları alet nedir?
- Neden “bütün işe yeniden başlamak gerekti”?
- Sizce, sıradan ve basit gibi görünen bu eşya için Otu ve San; Güdükparmaklı’ya neden bu kadar sert bir tepki göstermişti?
Alet Yapımı

İnsan ve Doğa İnsanın doğa ile olan ilişkisi onun varlık koşulları arasındaki en öncelikli ilişkidir. İnsanın doğa ile olan ilişkisinin arka planında, onun doğaya bağımlı bir varlık olması yatmaktadır. İnsan doğada yaşam bulan, yaşamını doğa içindeki koşulların etkisiyle şekillendiren ve zorunlu olarak da bir şekilde doğayla ilişki içinde var olabilen bir varlıktır. Canlı bir varlık olan doğa, yine kendisi gibi canlı bir varlık olan insanla yaşamı boyunca sürekli birliktedir. Bu birliktelik, başka bir deyişle -zorunlu ilişki- hep insanın kendi ihtiyaçları ve öngörüleri etrafında şekillenmekte ve insan parçası olduğu doğanın etkisini tek taraflı bir tutumla görmezden gelerek kendi konumunu merkezileştirme yolunu seçmiştir. Durum böyle olunca ekosistemin bir parçası olan insan, aynı zamanda doğal evriminde bir parçası olarak doğal işleyişe doğrudan müdahale eden bir varlık olarak öne çıkmıştır.
|
İnsan ve Doğa metninden hareketle,
- Sizce insan, neden doğaya bağımlıdır? Taban Tepenler’in hayat tarzını dikkate alarak cevaplayınız.
- Günümüzde, insanlar doğaya nasıl müdahale etmektedir? Altı çizili cümleye örnek(ler) veriniz.
- Taban Tepenler ve günümüz insanları arasındaki farklar nelerdir? Lütfen, sadece tabiat ile olan ilişkileri çerçevesinde bu farkları belirtiniz.
Ana Etkinlik
Bir günlüğüne Taban Tepenler ile yaşadığınızı hayal edin. Sizden onlarla geçirdiğiniz bu günü anlatan bir hikâye yazmanızı istiyoruz. Hikâyenizin konusu,
- Taban Tepenler ile av
- Taban Tepenler ile bir göç olabilir.
Bu iki seçenekten bir temayı seçerek hikâyenize başlayabilirsiniz.
Yönerge:
- Hikâyenizde en az üç kişiye yer veriniz.
- Hikâyenizde olan bu kişilerin isimlerini siz belirleyiniz.
- Belirlediğiniz bu isimler, Taban Tepenler romanındaki kahramanların isimleri ile benzerlik gösterebilir (örneğin Güdükparmaklı, Alacalı).
- Mağara, ilkel aletler, yırtıcılar ve doğa hikâyenizin ana öğeleri içinde yer alsın.
Etkinlik için süreniz 25dk’dır.