11. Sınıf I. Ünite V. Ders
Kazanım
1700-1774 yılları arasındaki süreçte meydana gelen başlıca siyasi gelişmeleri tarih şeridi ve haritalar üzerinde gösterir. |
a) Başlıca siyasi gelişmeler olarak Prut Antlaşması (1711), Pasarofça Antlaşması (1718), Patrona Halil İsyanı (1730), Ahmet Paşa Antlaşması (1732), Belgrad Antlaşması (1739), Kerden Antlaşması (1746), Kapitülasyonların sürekli hale gelmesi (1740), Çeşme Baskını (1770) ve Küçük Kaynarca Antlaşması (1774) verilir. Burada verilen kronolojik sıralama, öğrencilerin kronolojik düşünme becerilerini desteklemeye yöneliktir. Sıralanan olay ve olgulara ilişkin bir konu anlatımı yapılmamalı ve bunların ezberletilmesi yoluna gidilmemelidir. |
b) Osmanlı Devleti’nin Karlofça Antlaşması’yla kaybettiği toprakları geri alma gayretlerine değinilir. |
c) Safevi Devleti’nin sona erişi ile Osmanlı-İran ilişkilerinde yeni bir döneme girildiğine değinilir. |
ç) Osmanlı-Rus mücadelesi, Osmanlı Devleti’nin askerî ve siyasi güç kaybı bağlamında ele alınır. |
GİRİŞ
Osmanlı İmparatorluğu Karofça Antlaşması ile büyük toprak kayıplarına uğramıştı. Ancak gücünün halen farkında olduğundan bu antlaşmanın rövanşını almak için fırsat kolluyordu. Bu dönemde Baltık Denizi vasıtasıyla Avrupa sularına geçmek isteyen Rusya, İsveç’i Paltova Savaşı’nda mağlup etti. İsveç Kralı XII. Şarl’ın Osmanlı Devleti’ne sığınması üzerine Rusya olayı protesto etti ve Osmanlı Devleti’ni barışı bozmakla suçladı. Bunun üzerine Osmanlı – Rus savaşı başladı. Osmanlı Sadrazamı Baltacı Mehmet Paşa Rus ordusunu Prut nehri kıyılarında kuşattı ve Rusya barış yapmaya mecbur oldu. İstanbul Antlaşması’yla Rusya’ya verilen haklar ve yerler Prut antlaşmasıyla geri alındı. 1739’da imzalanan Belgrad antlaşmasıyla uzun bir sulh dönemi geçiren Osmanlı Devleti 1768’de Rusya ile başlayan savaş sırasında gerçekleşen çeşme baskının ardından 1774 Küçük kaynarca antlaşmasıyla önemli toprak kayıpları yaşarken boğazların durumu da tartışılır bir hal almaya başlamıştır.
Karlofça Antlaşması sonrası Mora’yı ele geçiren Venediklilerin yerli halkın da desteğiyle Osmanlı tarafından Mora’dan çıkarılmaya başlaması ve Karlofça Antlaşması’nın garantör devleti olarak Avusturya’nın Mora’nın Venediklilere verilmesi konusunda Osmanlı’ya baskı yapmaya çalışması üzerine Avusturya’ya karşı savaş açıldı. Osmanlı devleti savaşı kaybederken önce Temeşvar, sonra Belgrad Avusturya’nın eline geçti.
1730-1732 Osmanlı-İran Savaşı sonrasında imzalanan Ahmet Paşa Antlaşması Osmanlı Devleti’nde sadrazamın, İran’da da Şah’ın değişmesine sebep olmuştur. Fakat uzun vadede bu antlaşma ne Osmanlı Devleti’ni ne de İranlıları tatmin etti ve iki ülke arasındaki çatışmalar 1746 yılına kadar devam etti. 1742-1746 Osmanlı-İran Savaşı ise Kerden Antlaşması ile sona ermiştir. Bu antlaşma II. Kasr-ı Şirin Antlaşması olarak da bilinir. Çünkü bu antlaşmayla Kasr-ı Şirin Antlaşması sınırlarına geri dönülmüştür. Kerden Antlaşması Osmanlı-İran Savaşlarına bir süre ara verdi ve 1775’e kadar sürecek bir barış dönemini başlattı.
III.Ahmed döneminde yaşanan lale devrinde ise Nevşehirli Damat İbrahim Paşa’nın açtığı zevk ve sefahat devrinden memnun olmayan, bu yapılanları israf olarak gören ve büyük bir ekonomik sıkıntı çeken bir kitle olmuştur. İran seferinden olumsuz haberler gelmesi üzerine halk harekete geçmiş, camilerde ve diğer yerlerde propaganda yaparak ayaklanmanın zeminini oluşturmaya başlanmıştı. Arnavut Halil liderliğinde başlayan ayaklanmayla Sadrazam Nevşehirli Damat İbrahim Paşa idam edilmiş; Sultan III. Ahmed tahttan indirilmiş ve yerine yeğeni I. Mahmud tahta geçirilmiş ve sonradan Lale Devri adı verilen devir sona erdirilmiştir.
Fransa’nın Rusya ve Avusturya ile imzaladığı Belgrat Antlaşmalarında ki arabuluculuğu nedeniyle Osmanlı Devleti’yle Fransa arasında 28 Nisan 1740’da imzalanan yeni kapitülasyon antlaşması ile eskiden Padişahın hayatı boyunca geçerli olan kapitülasyonlar, 1740’dan itibaren daha kapsamlı ve sürekli hale getirildi.
OSMANLI – RUS MÜNASEBETİ
1701 yılı içerisinde Petro, bir yandan yabancı subayların da yardımıyla Rus ordusunu yeniden yapılandırırken bir yandan da Osmanlı Devleti’yle ilişkilerinin bozulmaması ve güney sınırlarını güven altında tutabilmek için Petro Andreeviç Tolstoy adındaki ilk daimi Rus elçisini İstanbul’a gönderdi. Petro, Kuzey ve Güney cephelerinde aynı anda mücadele etmek istemediğinden, Kuzey Savaşları sürerken, Osmanlı Devleti ile olan barışın korunmasına büyük önem verdi.
1683–1737 Yılları Arasında Rus – Türk İlişkileri”, Türk-Rus İlişkilerinde 500 Yıl 1491–1992, (Ankara, 12–14 Aralık 1992), Ankara 1999, s. 121
Yeniçeri Kâtibi Hasan Kürdi, Prut Savaşı öncesini, o geceyi ve sonrasında olup biteni günlüğünde şöyle anlatır.
“Sayısız silahların parıltısından, gözler kamaşıyor, yiğitlerin gözleri cenk arzusuyla kendinden geçiyor; korkakların kalpleri, inançsız gönüller gibi kederleniyordu. Yürekler yanık, gözler yaşlı, tuğlar, dilberlerin zülüfleri gibi darmadağın, sancaklar, dalgalanmaktan yırtılmakta; yer yer zurna feryatları, nefir ağıtları ve davulların gümbürtüsü, gazilerin kerrenaylarının velvelesine karışmakta; bahadırların naraları, çavuşların yüksek sesli emirlerine öncülük etmekte idi…”
Hakan Yıldız, Prut Seferi’ni Beyanımdır (Yeniçeri Kâtibi Hasan, Keyfiyyet-i Rusya Tarih-i Moskof) , İstanbul, 2008
Kanıt Sorgulama
1-) 18.yüzyılın başında Petro Osmanlıya karşı nasıl bir politika takip ediyordu? |
2-) Osmanlı’ya gönderilen ilk Rus daimi elçisi kimdir? |
3-) Hasan Kürdi, Prut savaşı öncesi ordunun durumu hakkında nasıl bilgiler vermektedir? |
Sefer hazırlıklarını tamamladıktan sonra, Lehistan Ukraynası’ndan Boğdan topraklarına giren Çar Petro, burada hem ordusunun iaşesi konusunda yaşadığı sıkıntıları gidermek, hem de Osmanlı ordusundan önce Prut nehrindeki Falçı geçidini tutabilmek için güneye doğru harekete geçti. Fakat hızlı bir şekilde hareket eden Sadrazam Baltacı Mehmet Paşa komutasındaki Osmanlı ordusu, Falçı geçidini Ruslar gelmeden önce geçti. Tahminlerinden önce Falçı’yı geçen Osmanlı ordusunu karşısında gören Petro, geri çekilmek istemişse de Kırım kuvvetlerinin geri çekiliş yolunu kapatmasıyla, her bakımdan kendisinden üstün Osmanlı ordusu tarafından Prut Nehri kenarında bulunan Novi Stanilesçe mevkiinde kuşatıldı.
İsmail Hakkı Uzunçarşılı, Osmanlı Tarihi, cilt:4, kısım:1, Ankara 1995, s.79
Kanır Sorgulama
1-) Çar Petro Osmanlı’ya karşı hangi planını gerçekleştirememiştir? |
2-) Petro, Falçı geçidinden neden geri çekilememiştir? |
Petro bu sefer sırasında Hıristiyan halktan beklediği yardımı alamadı. Rusya’nın Karadeniz’e yönelik faaliyetleri içerisinde, Hıristiyan halktan kendisine yönelik yardım istemesi ve Hıristiyan halka Osmanlı Devleti’ne karşı ayaklanma çağrısında bulunması, Osmanlı Devleti’ne karşı kullandığı yeni bir silahtı. Fakat Rusya’nın bu politikası başarılı olmadı. Güney Hersek ve Karadağ’da küçük yerel ayaklanmalar olmuşsa da Ortodoks köylüler arasında kitlesel bir ayaklanma gerçekleşmedi. Boğdan Beyi Dimitiri Kantemir ve Eflak Beyi Brankovan Rusya ile anlaşmalarına rağmen, Brankovan, yapılan mücadelenin sonucunu bekledi. Rusya’nın yenilgisi üzerine de Osmanlı Devleti’ne bağlılığını yeniledi. Kantemir’in yardımı ise Rusya’nın Prut’taki yenilgisini önleyecek nitelikte olmadı.
Barbara Jelaviç, Balkan Tarihi ( 18. ve 19. yüzyıllar), Çeviren: İhsan Durdu-Haşim Koç-Gülçin Koç, C.I, İstanbul 2006, s.73
Kanıt Sorgulama
1-) Rusya’nın Osmanlı Devleti’ne karşı kullanmaya çalıştığı yeni silahı nedir? |
2-) Rusya ile anlaşma yapan beylikler hangileridir? |
3-) Beylikler savaş sonrasında nasıl bir yöntem izlemişlerdir? |