11. Sınıf I. Ünite I. Ders
Kazanım
1595-1700 yılları arasındaki süreçte meydana gelen başlıca siyasi gelişmeleri tarih şeridi ve haritalar üzerinde gösterir. |
Başlıca siyasi gelişmeler olarak Haçova Muharebesi (1596), Zitvatorok Antlaşması (1606), Nasuh Paşa Antlaşması (1612), Serav Antlaşması (1618), Hotin Antlaşması (1621), Kasr-ı ŞirinAntlaşması (1639), Vasvar Antlaşması (1664), Girit’in Fethi (1669), Bucaş Antlaşması (1676), Bahçesaray Antlaşması (1681), II. Viyana Kuşatması (1683), Karlofça Antlaşması (1699) ve İstanbul Antlaşması (1700) verilir. Burada verilen kronolojik sıralama, öğrencilerin kronolojik düşünme becerilerini desteklemeye yöneliktir. Sıralanan olay ve olgulara ilişkin bir konu anlatımı yapılmamalı ve bunların ezberletilmesi yoluna gidilmemelidir. |
GİRİŞ
17. yüzyıl başlarından itibaren Osmanlı Devleti eski gücünü kaybetmeye başladı. Yapılan savaşların uzaması yer yer yenilgilerin alınması, sınırların genişlemesinin yavaşlaması, iç isyanların artması, mali sorunların yaşanması da bu durumun göstergesiydi.
Bu dönemde doğuda gerçekleşen Osmanlı – Safevi mücadeleleri genel manada Sünni – Şii çatışması olarak görülebilir. Bu mücadelenin yanında siyasi, askeri, toplumsal ve ekonomik birçok sebep de çatışmaların artmasında sebebiyet vermiştir. Bu dönemde Safevileri’in başında devleti imparatorluk konumuna getiren Şah Abbas’ın bulunması da Osmanlıyı zor durumda bırakmıştır. Uzun yıllar süren çarpışmalar sonucunda 1612’de Nasuh Paşa Antlaşması imzalanmıştır. 1618’de Nasuh Paşa Antlaşması küçük tadillerle Serav adıyla yeniden yürürlüğe girmiştir.
IV. Murad döneminde İran meselesi üzerine ciddi biçimde gidilmiştir. Otuz yıl savaşları dolayısıyla Batı sınırını güvenceye alan IV. Murad İran üzerine giderek önce Revan’ın fethini gerçekleştirdi. Revan’ın İran tarafından geri alınması IV. Murad’ın asıl gayesine doğru ilerleyebilmesinin yolunu açmıştır. Bağdat ele geçirilirken İran ile Osmanlı arasında yüzyıllarca süren antlaşmalarda emsal teşkil edecek olan Kasrışirin Antlaşması imzalanmıştır.
Avusturya, Kanuni zamanında yapılan İstanbul Antlaşması gereği Osmanlılara yıllık vergi vermekteydi. Avusturya’nın bu vergiyi kesmesi ve bazı sınır olayları yüzünden başlayan savaşlar uzun yıllar tekrarlanarak devam etti. Eğri’nin fethinden zorlu geçen Haçova Muharebesinin ardından Sinan Paşa’nın yoklama yapması Osmanlı’yı uzun yıllar uğraştıracak Celali isyanlarında fitilini ateşledi. 1606 yılında savaşlara son verilerek, Kanuni döneminde sağlanan Osmanlı diplomatik üstünlüğünü sona erdiren Zitvatorok Antlaşması imzalandı.
1663 yılında Fazıl Ahmed Paşa, Avusturya’nın önemli savunma mevkilerinden Uyvar’ı fethetti. Bu fetihle Avrupalıların Türklere karşı olan korkuları yeniden hortladı. Avusturya, Osmanlıya karşı Avrupalı devletlerden aldığı destekle hareket etse de bir netice elde edemeyince 1664’de Vasvar Antlaşmasıyla Osmanlı fetihlerini tanımak zorunda kaldı.
Lehistan’ın Boğdan’ı himaye etmeye çalışması sonucunda II. Osman Lehistan’a savaş açmıştır. Osmanlı ordusu Hotin Kalesini almış olsa bile savaş yeniçerilerin isteksiz davranması sonucunda Osmanlılar açısından başarılı sonuçlar doğurmamıştır. Bu savaştan sonra 1621 tarihli Hotin Antlaşması imzalanmıştır. II. Osman bu savaştaki yeniçerilerin tutumu sonrası yeniçeri ocağını kaldırmak istemiş fakat kendisi yeniçeriler tarafından öldürülmüştür. Hotin antlaşmasından sonra, Lehistan ve Osmanlı Devleti arasında elli yıl süren bir barış süreci yaşanmıştı. Osmanlı himayesindeki Ukrayna Kazaklarına saldıran Lehliler, barışı bozdular. Sultan Dördüncü Mehmed ve Köprülü Fazıl Ahmed Paşa, Ukrayna kazaklarının yardım istemesi üzerine, Lehistan seferine çıktılar. Osmanlı ordusunun ard arda kazandığı başarılardan sonra, Lehistan barış istedi. 1672’de İmzalanan Bucaş antlaşmasıyla, Podolya Osmanlılara geçmiştir.
Osmanlı- Venedik ilişkilerinde temel esas denizler üzerindeki üstünlük çabalarıdır. Bu dönemde Girit Adası ikili ilişkilerin bozulmasında öncül rol üstlenip şiddetli mücadelelere neden olmuştur. Osmanlı İmparatorluğu, I. İbrahim döneminde Girit’i kuşatmaya çalışsa da bu kuşatma oldukça uzun sürmüş ve ancak IV. Mehmed döneminde tam hakimiyet sağlayabilmiştir.
Osmanlı- Rus savaşlarında öncül sebep Çehrin Kalesi olmuştur. İki devlet arasındaki mücadelelerden sonra Bahçesaray Antlaşması imzalanmıştır. Bu antlaşma Osmanlı İmparatorluğu ile Rus Çarlığı arasında imzalanan ilk resmi antlaşma özelliği taşımaktadır.
II. Viyana Kuşatması, 1683 yılında IV. Mehmet devrinde Osmanlı İmparatorluğu’nun, Viyana’yı kuşatması ile gerçekleşti. Osmanlı İmparatorluğu ile Avusturya Arşidüklüğü arasında yapılan savaşların en uzun süreli olanı bu kuşatma ile başlamıştır. Osmanlı İmparatorluğu II. Viyana Kuşatması sonrası yenilgiye uğramış ve ilk kez büyük çapta toprak kaybına neden olan Karlofça Antlaşması’nı imzalamak zorunda kalmıştır. II. Viyana Kuşatması sonrasında Osmanlı İmparatorluğu’na karşı Avrupa’da Kutsal İttifak kurulmuştur.
II. Viyana Kuşatmasında Osmanlı ordusunun bozguna uğratılması Avrupa devletlerini harekete geçirdi. Osmanlı Devleti’nin bu zor durumundan yararlanmak amacıyla papa, Avrupa devletlerini birlik olmaya çağırdı. Osmanlı Devleti’ni Avrupa’dan tamamen atmak hevesiyle bir araya gelen devletlerin kurduğu birliğe Kutsal İttifak dendi. On altı yıl süren savaşlar sonunda karşı koyacak gücü kalmadığını anlayan Osmanlı Devleti barış istemek zorunda kaldı. Osmanlı Devleti’nin Orta Avrupa’daki egemenliği büyük ölçüde sona erdirerek, gerileme dönemini başlatan Karlofça Antlaşması imzalanmak zorunda kalındı.
OSMANLI-AVUSTURYA MÜCADELESİ
Habsburg Hanedanı: Avrupa’nın çeşitli ülkelerini yüzyıllar boyunca yönetmiş bir hanedan. Habsburg veya Avusturya Hanedanı olarak da bilinir.
Gazavât-nâmede Eğri Kalesi için,
“Dârü’l-harb’ün güzîde yeri ve keferenün(kafir) gâyetle mu‘teber (itibarlı) şehri. Belki Rum vilâyetinün zübdesi (öz) ve fahrı olan Eğri dimekle ma‘rûf (bilinen) olan hisârı ki Selâtîn-i mâzîyenün (geçmiş sultanlar) matmah-ı nazarı (hırsla bakılan) idi. Velâkin birine el vermedi. Ve her kim ana talib oldıysa feth müyesser olmadı. Ve Romatü’l-medâyin (şehir) ki melâhim (savaş yeri) ve tevârihde (tarih) anun fethi ehl-i İslâm elinde mev‘ûd(vaad edilmiş). Lâkin vakti gayr-i zâhir (aşikar) ve ma‘hûddur (bilinen). Ve ekseri’n-nâs ana Kızılelma dirler. Ve Eğri hisârı anun anahtarları yerinde tenzîl (indirilen) olunmışdur. Beç didikleri ana kapu yerindedür.”
Kanıt Sorgulama
1-) Eğri kalesi hakkında neler söylenebilir?
2-) Eğri kalesinin alınması Osmanlı için neden önem arz ediyor?
3-) Kale kuşatması sırasında ne gibi zorluklarla karşılaşıla bilinir?